Türkiye’nin Mutlak Görülesi Özgün Beldeleri

Türkiye Avrupa’nın yüzölçümü bakımından en geniş ülkesi. Böyle olunca gidilmesi, görülmesi gereken bir çok cazibe merkezinin olması son derece normal.

İstanbul, Kapadokya, Efes, Pamukkale, Akdeniz kıyısı, Güney Doğu Anadolu Türkiye’de en fazla turist çeken beldeler.

Bir de fazla gidilip görülmeyen ancak sahip olduğu tarihi değerler açısından görülmesi gereken özgün yerler var.

İşte bunlardan 5’ini aşağıda sunuyoruz:

1  İshak Paşa Sarayı

Ülkenin bu kadar doğusuna seyahat eden fazla turist yok. Doğubayazıt, İran sınırının çok yakınında olan Ağrı’nın bir ilçesi. Bu ilçe çok özel bir yapı barındırmakta. Tepede yerleşik, ovaya yüksekten bakan, Osmanlı dönemi yapılarının şaheserlerinden İshak Paşa Sarayı.

1784’te tamamlanan; Türk, Pers ve Ermeni ortak mimarisinin özelliklerini taşıyan İshak Paşa Sarayı içinde barındırdığı cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık bölümleri ile büyük bir yapı kompleksidir. Batmakta olan güneş ışıkları sarayın taş duvarlarına çarptığında yapı kızıl bir renge bürünür.

İshak Paşa Sarayı’nın erişim uzaklığını dikkate almadan ne yapıp edin ve mutlaka ziyaret edin.

2  Arikanda

Arikanda Likya’nın küçük bir beldesiydi. Yüz ölçümünün ufaklığından dolayı Xanthos, Patara, Pinara, Tlos, Myra ve Olimpos gibi 6 büyük yerleşim yeri kadar önemsenmedi.

Arikanda beş teras üzerinde kurulu geniş bir arkeolojik kazı yeridir. Bu nedenle burayı keşfermek için birkaç saatinizi harcamanız gerekiyor. Görecekleriniz arasında dağ manzarasına karşı küçük fakat el değmemiş tiyatro, Odeon, Agora ve Likya medeniyetindeki en geniş hamam kalıntısı bulunmaktadır.

Türkiye’de herkes tarafından bilinen Patara, Xanthos veya Olimpos gibi tarihi kalıntılar en fazla ziyaret edilen tarihi kalıntılar olmasına rağmen Arikanda’nın ıssızlığı sizi mutlak etkileyecektir. Antalya ziyaretiniz sırasında bir fırsat bulup mutlaka Arikanda’yı görün.

3  Şirince

 Şirince Köyü eski kaynaklar içerisinde Dağdaki Efes şeklinde tanımlanır. Aracınızla Selçuk Dağları’na tırmanmaya başladıktan bir süre sonra Şirince karşınıza çıkacaktır.

Şirince 19. yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1.800 haneli bir Rum kasabasıydı. 1923’te Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sonucu Rum’ların ayrılmasıyla Kavala’nın Müştiyan ve Somokol köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir. Mahalle içinde iki Rum kilisesi bulunmaktadır.

Şirince’ de hiçbir ev diğerinin manzarasını kapatmaz. Köyün en meşhur üretimi meyve şaraplarıdır. Aynı zamanda Şirince çeşitli reçelleri, peynirleri ve zeytinlerinin sunulduğu kahvaltısı ile de meşhurdur.

4  Dara Antik Kenti

Dara harabeleri Mardin’in güneydoğusunda eski bir Roma kasabasıdır. Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius’un girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak inşa edilmiştir.

Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara Antik Kenti’nin çevresi 4 kilometrelik bir surla korunmuştur. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma Dönemi’ne kadar giden mağara evlere rastlanmaktadır.

Bir çok turist Dara’yı konum itibariyle Suriye’ye yakın olduğundan ziyaret etmek istemez.  Burayı gezen bazılarının Doğunun Efes’i diye tanımladığı Dara harabelerini gezmek gerçek bir deneyimdir.

5  Varda Köprüsü

Varda Köprüsü Adana’ya bağlı Karaisalı ilçesi, Hacıkırı mahallesinde bulunan demiryolu köprüsüdür. 1912 yılında hizmete açılan köprü Almanlar tarafından, çelik kafes taş örme tekniği ile yapılmıştır

Yöre halkının Koca Köprü dediği bu köprünün yapılış amacı İstanbul – Bağdat – Hicaz Demiryolu hattını tamamlamaktır.

Kâgir olan köprü 3 ana açıklık ve 4 ana ayak üzerine kuruludur. Uzunluğu 172 m’dir. Yerden orta ayak yüksekliği 99 m’dir. Köprü ayakları çelik mesnet türü olup dış kaplaması taş örme tekniği ile yapılmıştır. Yapım yılı başlangıcı 1907, bitiş tarihi 1912’dir. Köprü ayakları bakımı için dört adet ayağın içinde bakım merdivenleri mevcuttur.