Bir zamanlar İsveç’in tekin olmayan batı kıyısında gemileri batmaktan koruyan deniz fenerinin bulunduğu küçücük adada inşa edilen Pater Noster oteli, şimdilerde modern hayattan sıkılıp değişiklik arayanları misafir etmekte.

Gothenburg’tan 1 saat, İsveç’in batı kıyısından 8 kilometre uzaktaki Hamneskar adasına yaklaşırken denizin kudretini görüp adanın ortasındaki 36 metre yükseklikteki göz alıcı kırmızı renkli Pater Noster deniz fenerinin varlığının nedeni anlaşılıyor.

Son 1,000 yılda bu kayalıklarda 700 geminin battığı biliniyor. Zaten Latincede Babamız anlamına gelen Pater ismi fenere bu sebeple verilmiş. Fenerin tepesinden bakınca gemi enkazlarından bazılarını görmek hala mümkün.

Adanın tam ortasına inşa edilmiş, medeniyetten uzak ama misafirlerine abartısız konfor sağlayan, uluslararası ödüllü  Peter Noster otelinin 9 odası var. Otelin mimarı ve kurucusu Erik Nissen “Otuz yıl sonra dünya nüfusunun %95’i şehirlerde yaşayacak. Tatilinizin size anlam ifade etmesi için modern yaşamın tam tersi bir yaşamın içine girmeniz lazım” şeklinde konuştu.

Sadece 24 misafir ağırlayacak kapasitesi olan otel 19. yüzyıl mimari tarzına uygun olarak kırmızı boyalı ahşaptan yapılmış. Eski kayıkhane yemek odasına ve mutfağa dönüştürülüş. Üç küçük ev bir zamanlar fener bekçisinin ve ailesinin yaşadığı evlermiş.

Yiyeceklerin saklandığı metrelerce kalınlıktaki duvarla çevrilmiş oda mükemmel bir şarap mahzeni oluşturmuş.

Sauna evi kayaların tepesinde. Dar bir patika sebze bahçesine gidiyor. Metal malzemeyle inşa edilmiş deniz feneri sadece adanın sembolü olarak duruyor. Artık bir görevi yok.

Her türlü malzemenin ufak teknelerle taşındığı adada maliyetin yüksek olduğundan gecelik oda ücreti 1,500 Amerikan Doları. Fiyata tüm yemekler, ulaşım ve aktiviteler dahil.

Şarap mahzeninde şarabın yanında çok lezzetli istiridye ve ıstakoz servis ediliyor. Otele zaman zaman ıstakoz ve tuna balığı göçlerini gözleyen okyanus bilimciler geliyor. Otelin bir görevi de misafirlere okyanusların nasıl korunacağını öğretmek.

Pater Noster’in sebze bahçesinde aromatik otlar ve tatlı bezelye yetişiyor. Ürününün yettiği kadarı yemeklerde misafirlere sunuluyor.

İyi havalardaki uzun kalışlarda kayalık girintilerde kayak turu yapmak, yerel fok balığı sığınağını ve deniz yosunu hasatıyla uskumru avcılığını gözlemek mümkün.