KURAP (Kurumsal Acenteler Platformu) her ay yaptığı olağan toplantılarından kasım ayına ait olanını Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nde gerçekleştirdi.

Henry Ford’un otomobil fabrikasında seri üretim tekniğini geliştirdiği 1903 yılından bu yana, otomobilin tarih sayfalarındaki hikayesi Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nde otomobil tutkunlarına geniş bir yelpazeyle sunulmakta. Müzede sadece bir zamanlar çok değer verilmiş ve sevilmiş antika parçalar sergilenmekle kalmıyor, özgürlüğün, bireyselliğin ve sınırsız yaratıcılığın yaşandığı bir kuşak, torunlarıyla buluşuyor.

Türkiye’nin sayılı klasik otomobil müzelerinden biri olan Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nde her biri bir hikayeye sahip olan otomobillerin yanı sıra o dönemi yansıtan aksesuar ve otomobil parçaları da yer alıyor. En eski yapım 1926 model Ford Touring otomobilden en yenisi 1975 model Hercules K 125 askeri motosiklete kadar 60 adet antika araç iki bin metrekarelik bir alanda ziyaretçiler tarafından hayranlıkla izlenmekte.

Zamana karşı direnen bu müze, yaşayan otomobillerin dönemin eğlenceli müzikleri eşliğinde gezilebilen bir kültür durağı. Müze tasarlanırken klasik otomobiller ve ait oldukları dönemlerin yaşam biçiminden yola çıkılarak, klasik ve moderni buluşturan bir çizgi yakalanmış.

Amerikan klasiklerini sergilemek için kullanılan A Blok’un ortasında 50’li ve 60’lı yılların Amerika’sında diner denilen fast-food restoranların kopyasının birebir olarak dizayn edilmiş olduğu bir bar bölümü bulunuyor. Aynı bölümün arkasındaki maket otomobil koleksiyonu da müzenin gözde bölümlerinden biri.

Avrupa otomobillerin sergilendiği B Blok’un üst katında Avrupa zevkini yansıtan, daha sıcak malzemelerden oluşmuş İngiliz Bar’da ise müze amacına uygun bir kütüphane, piyano, koleksiyon değeri olan eşyalar ve minik bir klasik otomobil yarış pisti yer alıyor.