Ekoetiketler Turizmin Olmazsa Olmazı Olacak Mı?
Doğa dostu olduğunu gösterir ekoetiketleri websitelerinde, otel tabelalarında hatta plajlarda görmekteyiz. Otuz yıldır bu etiketler seyahat edenlere doğa dostu hangi destinasyonlara gidebileceklerini söylüyor. Araştırmalara göre özellikle turizmin çevreye olumlu etkisini gösterebilmek açısından ekoetiketler daha fazla önem kazanarak seyahatlerin vazgeçilmezi olacak.
Yeşil Anahtar, Avrupa Ekoetiket, Yeşil Gezegen... gibi çıkartmalar ve diğer benzeri plakalar otellerin ön cephelerinde, web sitelerindeki reklamlarda, hatta plajlarda her geçen gün daha fazla görülmekte. Bu sertifikalar ilk defa 1990'larda ortaya çıktı ve geçen zaman içinde hızlı bir şekilde gelişti.
MT Lab'in başkan yardımcısı Paul Arseneault sosyal farkındalığın hiç olmadığı kadar önem arz ettiğini, turizmde çevresel sorunların tahminlerin ötesinde öncelik kazandığını vurguladı.
Yeşil aklama (*) tuzağına düşmeden tüm bu promosyon ve gelişmeler her şeyin üstünde bir tek şeyin altını kalın çizgilerle çizmektedir: müşteri artan bir hızla sürdürülebilirlik istemektedir.
Eksperlere göre ekoetiketler yakın zamanda turizm sektöründe vazgeçilmez duruma gelecekler. Çevreyi değerlendirmede yüksek ve düşük performansı gösteren plakaların kabulü şirketlerin yapacağı sürdürülebilirlik savını daha güvenilir şekilde yapmalarına yol açacaktır.
Eko turizm plakaları turizm sektörünün şeffaflığını artıracak ve seyahat edenlere seçme imkanını sağlayarak çevrenin korunmasındaki performansı artıracaktır. Firma araştırmalarına göre global tüketicilerin %75'i satın alacakları turizm ürünlerinin üstünde sürdürülebilirlik etiketini görmek istediklerini ifade etmişlerdir.
Turizm pazarlayan çok uluslu şirketlerin kullanacakları eko etiketler kullanıcının güvenini kazanabilmek açısından güvenilir bilgiyi içerecek şekilde düzenlenecekler.
Tıpkı el aletlerinde olduğu gibi seyahatinde bir ürün sayfası olacak ve o sayfa ürünün çevreye olan etkisini ve sürdürülebilirlik derecesini seyahat edenlere sunacaktır. İster bağımsız olarak yaratılan ekoplakalar olsun, ister yetkili kurumların değerlendirmeleri sonucu verilecek ekoetiketler olsun, seyahat ve turizm şirketlerinin şeffaflığını geliştirecek, gelirini artıracak ve sürdürülebilirliğini teşvik edecek bu kalite göstergelerine sahip olabilmek için bir an önce harekete geçmeleri onların menfaatine olacaktır.
(*)
Kökeni, politik anlamda kullanılan “Whitewashing” kavramından türeyen ve ilk defa 1999 yılında “Greenwash” olarak Oxford sözlüklerinde yer alan kavram, çevreye karşı duyarlılık gösteriyormuş gibi toplumsal bir imaj yaratmak isteyen kurumların yaptıkları yanlış ve yanıltıcı bilgilendirme olarak tanımlanmıştır. Greenwashing kavramının Türkçede ki karşılığı “yeşil yıkama ya da yeşil boyama” olsa da anlamını tam olarak karşılayan çevirisi “yeşil aklama”dır.
Turizim Korkusu: Turistlerin Gelmesini İstemeyen Destinasyonlar
Madalyonun iki yüzü vardır. Bir çok ekonomi için turizm ana gelir kaynağıdır. Toplumlar ve bölgeler turizm sayesinde gelişirler. Buna rağmen turizm korkusu denilen tepkinin oluşmasına yol açan turizm karşıtı gruplar her ülkede görülmekte. Antropolojik araştırmalara göre turizm korkusunun kökü çeşitli yerlerdeki planlama eksikliğinden kaynaklanıyor.
Hükümetlerin yetersiz altyapıları olan bölgelerdeki turist istilasını önlemek için profesyonel kurumlarla çalışıp, o yerlerin gelecekle ilgili planlamalarını yapıp, kesin çözüm bulmaları gerekiyor.
Turizm Korkusu Nedir?
Turizm korkusu kavramı son yıllarda adeta bir akım haline geldi. Ancak bu akımın kaynağı eskiye dayanıyor. Araştırıcılar sorunu ziyaret edilen yerin perspektifinden hareket ederek analiz ettiler. Genel olarak turistlerin gittikleri yerdeki yerel halk tarafından karşılanmaları beş safhada olabiliyor.
- Coşku: Ev sahibi toplumun ziyaretçileri karşılamada duydukları haz.
- İlgisizlik: Turistlerin varlığının gittikleri yerde bir ilgi yaratmaması ve alışagelmiş bir durum oluşması durumunda yerel halktaki umursamazlık duygusu.
- Kızgınlık: Ev sahibi toplumun turistleri istilacı görüp umursamazlıklarının kızgınlığa dönüşmesi.
- Düşmanlık ve teslimiyet: Bu son iki safha turist korkusu olgusunun önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Aşırı turist ziyaretlerine karşı duyulan reddetme hissi, gidilen yerdeki toplumun düşmanlık duygusunu veya kabullenmesini tetikleyebilir.
Turizm korkusu turistik bir destinasyona kapasitesinin üstünde bir ziyaretin gerçekleşmesi durumunda, mesela kısıtlı kaynaklara sahip bir yerleşim yerinde bulunan toplumun, rahatsızlık duyması sonucu yöre ziyaretçilerine karşı geliştirdiği tepkidir.
Turizm korkusunun sebep olduğu bir diğer durum ise turistifikasyondur.
Turistifikasyon Nedir?
Turistifikasyon, ekonomileri büyük ölçüde turizme bağlı şehirlerde, yerel halkın yaşama standartı seviyesini düşüren ve geçinme maliyetinin sadece ziyaretçiler tarafından katlanabilecek düzeyde yükselmesini anlatmaktadır. Yüksek düzeyde satın alma gücü olan ziyaretçilerin gittikleri yerlerde mal ve hizmet fiyatlarının artışına neden olması turistifikasyon kelimesinin en basit ama özlü bir tarifidir.
Aynı zamanda turist gentrifikasyonu olarak adlandırılan bu akım, orta sınıfın yaşadığı şehirlerde yayılma eğilimindedir. Gelen ziyaretçiler bu olgudan yararlanarak bu şehirlerde sürekli yaşamak için ilgi duyarlar. Bunun olumlu yanları da mevcuttur. Turistlerin yaşadıkları yerin gelişmesine yardımcı olmaları, yeni yatırımlara vesile olarak istihdamın artması ve yerel halkın yaşama standartının yükselmesidir.
Turizm korkusuna Neler Sebep Olur?
Turizm korkusu genellikle yerel halktan gelen destekçiler vasıtasıyla oluşur. Bunlar dengedeki ekonomik şartları istismar ederek yaşadıkları yerdeki çoğunluğun hayat standartlarının düşmesine neden olurlar.
Turizm korkusuna neden olan endişeler aşağıda sıralanmıştır:
- Ücretlerin düşüklüğü, mevsimsel oluşu ve dengesizliği.
- Ekosistemin, doğal alanların, flora ve faunanın bozulması.
- Kiraların ve geçinme maliyetinin artması.
- Fazla ziyaretçilerin turistik sahalarda transit trafik yaratmaları.
- Doğanın bozulması, trafiğin artışı ve ses kirliliği.
- Yöre halkının günlük yaşamındaki huzurun bozulması.
Turizm Korkusu Nerelerde Görülüyor?
Turizm korkusunun en yoğun hissedildiği bölgeler daha fazla Avrupa kıtasında bulunmakta. Barselona, Venedik, İtalyan Riviera’sında ki Cinque Terre, Santorini, Amsterdam, Paris ve Londra örnek olarak gösterilebilir.
Bu şehirlerde yaşayan halkların geleneklere olan bağlılığı üst düzeydedir. Ancak onlar yaşadıkları yerlere olan ilginin fazlasıyla artması nedeniyle yaşama tarzlarından fedakarlık etmek durumunda kalmışlar ve bu sebeble turizm korkusunu yaşamaya başlamışlardır.
Kurap Mayıs Ayında Toplandı
KURAP’ın Mayıs ayı toplantısı 11 Mayıs Çarşamba günü üyelerimizden Active Turizm’in sponsorluğunda Moda Deniz Kulübünde gerçekleştirildi.
Toplantıda Türk Hava Yollarının iç hatlarda uygulayacağı yeni hizmet bedelleri , dış hatlarda sisteme alacağı Branded Fares uygulamasının yansıra, pandemi sonrası bilet adetlerinde istenilen düzeylere ulaşılmamasına rağmen artan uçak bilet ücretlerinin IATA acentelerde RHC tutarlarında yetersizlik yaratması gündemi oluşturdu.
Yazın müjdecisi durumundaki günde, KURAP ilk açık hava toplantısını da gerçekleştirmiş oldu.
En Çok Rağbet Gören Moda Destinasyonları
Seyahat kısıtlamalarının kalkmasını takiben ünlü markalar eski taktiklerini kullanarak dünyanın çeşitli yerlerinde yeni koleksiyonlarını sergilemeye başladılar. İşte içinde bulunduğumuz yılın moda destinasyonları.
İki yıl önce seyahatlere uygulanan kısıtlamalar ve sınırların kapatılması moda endüstrisini durma noktasına getirdi. Malibu, Kaliforniya'dan; Kyoto Japonya'ya kadar podyumların göz alıcı defilelerinin artık yapılamayacağı sanılıyordu. Ünlüler, moda editörleri ve moda dünyasındaki bir çok kişi, acaba normale dönebilecek miyiz endişesi içinde canlı gösterileri izlemek yerine sanal moda gösterilerini izlemekle yetindiler.
Ancak sağda solda kısıtlamaların yavaş yavaş sona ermesi ile lüks marka sahibi dev şirketler uluslararası etkinlikler düzenlemeye başladılar. Mesela Gucci geçtiğimiz Kasım ayında Los Angles, Hollwood Boulevard'da Aşk Geçişi adında bir defile sergiledi.
Yine geçtiğimiz Aralık ayında Louis Vuitton'un Miami'de erkek modası defilesi ve çok yeni olarak Jacquemus'un Hawaii'deki son gösterisi izlenenler arasındaydı. Bu etkinliklerin tatmin edici sonuçları moda devlerini geleneksel podyum gösterilerinin ötesine geçme konusunda iştahlandırdı.
İşte sizlere , ufku daha açık bir dünyaya doğru giderken dikkatlerinizi çevireceğiniz yeni moda destinasyonları: Dior, SeoulDior 30 Nisan'da, Seoul'da, Sonbahar 2022 modasını sergiledi. Dior'un sınırlarını genişletme projesine uygun düşen bu etkinlik ünlü markanın tarihinde ilk defa Kore'ye gitmesinin bir kanıtı. Chanel, MonacoMayıs'ın 5'inde Chanel, Gabrielle Chanel and Karl Lagerfeld'in en sevdiği şehir olan Monaco'da Cruise Line defilesini sundu. Louis Vuitton, San DiegoLouis Vuitton, 12 Mayıs'ta Amerika'nın San Diego şehrinde Salk Enstitü'de 2023 Cruise koleksiyonunu sergiledi. Gucci, PugliaGucci Hollywood Boulevard'da ki Love Parade etkinliğinden hemen sonra İtalya, Puglia'ya geçerek 16 Mayıs'ta tarihi Castel Monte şatosunda moda gösterisini sundu. Dior Homme, Los AngelesMayıs ayının 19'unda Dior Los Angles'ta 2023 İlkbahar/Yaz erkek modası gösterimini sergiledi.
Balenciaga, New YorkParis'li moda evi 22 Mayıs'ta 2023 yılının ilkbahar ve Yaz koleksiyonunu sergileyecek. Chanel, FlorenceFransız moda evi bu yaz Métiers d'Art koleksiyonunu takdim edecek. Chanel Aralık ayında aynı koleksiyonu Paris'de sunmasına rağmen gösterimi 7 Haziran'da Floransa'da tekrar edecek. Dior, SevilleDior 2023 Cruise koleksiyonunu İspanya'nın Seville şehrinde gösterime çıkaracak. Gösteri 16 Haziran'da çok geniş bir mekan olan Plaza de España'da yer alacak. Max Mara, Lisbonİtalyan moda markası Max Mara 2023 Cruise koleksiyonunu Lizbon'da sergileyeceğini bir basın toplantısıyla duyurdu. Valantino, RomeValentino 2022 - 2023 haute coutur gösterimini Temmuz ayının 8'inde Roma, Piazza Mignanelli'de gerçekleştirecek.
Türk Mutfağını Tanımak için Lezzet Dolu Sebepler
(CNN International Ana Haberinden)
Türk Mutfağı denilince akla ilk gelen yemek kebap olmasına rağmen bu bir buzdağının görünen kısmının sadece ucudur.
Avrupa'nın en geniş ülkesi olan Türkiye'nin barındırdığı birçok etnik kültür onu dünyanın en zengin mutfağı olan ülkelerden biri haline getirmiştir.
Sönmüş yanardağ küllerinin bereketli toprakları, karla kaplı dağlar, gürül gürül akan nehirler, Akdeniz yöresinde zeytinyağlı yemeklerin, Orta Anadolu'da sayılmayacak kadar çeşitli hamur işlerinin, Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da baharatlarla zenginleştirilmiş sofraların doğmasına neden olmuşlardır.
Geleneksel Türk yemekleri taze ve lezzetli besinlerle sarılmış, yoğrulmuş, biçimlendirilmiş; özenle, özveriyle ve tutkuyla mükemmel şekilde pişirilmiştir.
Dünyanın en iyi mutfaklarından biri olan Türk mutfağını diğer ülke mutfaklarından farklı kılan yemekleri aşağıda sunuyoruz.
Piyaz
Antalya Piyaz Salatasının sırrı kullanılan yöresel çandır fasulyesinden yapılmasıdır. İçine suyla inceltilmiş tahin, limon suyu, zeytinyağı, sarımsak, maydanoz ve tuz konulur. Servis edilirken üstüne haşlanmış yumurta dilimleri eklenir.
Ezogelin Çorba
Hikâyeye göre evin gelininin kaynanasının gözüne girmek için bulduğu bir çorba çeşididir. Gaziantep'in bir köyünde Ezo ismindeki gelin kocasının evinde birlikte yaşadığı kaynanasından dolayı mutsuzdur. Onun midesini fethetmek için kırmızı mercimek, domates salçası, soğan ve pul biber kullanarak, üstüne de kuru nane koyarak sofraya koyduğu çorbaya ismini verdiği rivayet edilir.
Mercimek Köfte
Diyarbakır yöresinde belluh olarak bilinen Mercimek Köfte aslında vejetaryen bir yemektir. Kırmızı mercimek, ince bulgur, kıyılmış kuru ve taze soğan, domates, acı biber salçası ve kişniş birlikte yoğurulduktan sonra oluşan hamura elle köfte şekli verilir. Üstüne limon suyu sıkılıp marul yaprağı ile dürüm yapılarak yenilir.
Yaprak Sarma
Yemek davetlerinin vazgeçilmezi olan Yaprak Sarması Isparta yöresinde pirincin domates, soğan, sarmısak, domates salçası, zeytinyağı, kara biber, tarçın, su ve tuzla pişirilmesi ile yapılır. Pişen karışımdan bir yemek kaşığı bir asma yaprağına konularak elle sarılır. Yaprağın en iyisi komşunun asmasından gece yarısı koparılanıdır.
İskender Kebab
Bursa şehri 3 şeyiyle meşhurdur. İpek, Uludağ ve İskender Kebabı. İlk defa 1867'de Kayhan Çarşısında İskender isimli biri tarafından işçilerin yemeği olarak yapılmıştır. Yaprak şeklinde ince kesilen et döneri domates sosuna banılmış pidenin üstüne konulur. Yanına koyu kıvamda yoğurt eklenir ve üstüne kızdırılmış tereyağı gezdirilir.
Hamsili Pilav
Karadeniz yöresi mutfağının en önde gelen gıdası olan hamsi balığı Rize de pirinçle beraber pişirilerek Hamsili Pilav ismiyle Karadenizlilerin sofrasını süsler.
Tereyağı, doğranmış soğan, çam fıstığı, baharat ve tuz konularak pişirilen pirinç, pilav haline geldikten sonra hamsi balığı filetoları üzerine yerleştirilir ve fırına verilir. Üstüne dereotu serpildikten sonra servis edilir.
Mantı
Kayseri ve Orta Anadolu'nun en çok tercih edilen yemeklerinden biri olan Mantı, açılmış hamur parçalarına 1 tatlı kaşığı tutarında kıyma eklenilip kapatılarak haşlandıktan sonra üzerine yoğurt, kuru nane ve tereyağında kızdırılmış pul biber konularak yenilir.
Gözleme
Saç böreği diye de anılan gözleme, dairesel şekilde düz hamurun içine peynirle maydanoz karışımının veya kavrulmuş kıymanın konularak saç üzerinde pişirilmesiyle yapılır. Bazı sofralarda ana yemek öncesi yenir.
Gözleme adı pişirilirken hamurun üstünde göz şeklinde kabarcıkların oluşmasından gelmektedir.
Pide
Karadeniz bölgesinin vazgeçilmez lezzetlerinden olan pide ülkeye oradan yayılmıştır. Fırında odun ateşiyle pişirilir. En sevileni sucuklu yumurtalı olanıdır. Kaşarlı, kıymalı, ıspanak-beyaz peynirli çeşitleri vardır.
Simit
Ucuz ve pratik karın doyurma gıdası olan simit Türklerin milli kahvaltısıdır. Sokakta da, dükkanlarda da satılır. Çayla simit ayrılmaz ikilidir. Simit fiyatı geçinme endeksi olarak da kullanılır (1 simit bile şu kadar lira oldu...)
Tarihte İstanbul'a gelen ya da İstanbul'dan doğuya giden kervanların konaklama alanı olarak bilinen İzmit'te yolculara pratik bir yiyecek olarak hazırlanan simit, bu özelliği ile de ilk fast food örneklerinden sayılır.
Lahmacun
Evliya Çelebi'ye göre ismini Arapçadan alır. Lahm-i ajin Arapçada etli hamur anlamına gelir. İnce hamur üstüne domates sosu, sarımsak ve baharatlarla karıştırılmış kıyma odun fırınında pişirilir. Piştikten sonra üstüne maydanoz serpilip, limon sıkılır. İyi lahmacun ince ve kıtır olanıdır.
Baklava
Türkiye de en iyi baklavayı yaptıklarını söyleyen Gaziantep'lilere göre baklava hamuru karartılmış ortamda ve sabit oda ısısında kırk kat olarak açılır. Her kata tereyağı sürüldükten sonra Antep fıstığı serpilip fırına verilir. Fırından çıktıktan sonra üstüne şerbeti dökülür ve dinlenmeye bırakılır.
Lokum
Türk lokumunun tarihi çok eskilere gitmekle beraber Osmanlı Saray'ına girmesi 19. yüzyılda olmuştur. Mısır nişastasının bulunmasıyla birlikte Hacı Bekir tarafından kullanılmaya, oradan ülkeye ve sonra dünyaya yayılmıştır. Özellikle dini bayramlardaki misafir ziyaretlerinin vazgeçilmezidir. Tüm dünyada Türk Lokumu olarak marka oluşmuştur.
KURAP Nisan Ayında Setur'un Davetlisiydi
KURAP'ın her ay düzenli olarak yaptığı toplantı Nisan ayında üyelerimizden Setur'un organizasyonu ile Divan Beyoğlu Brasserie'de gerçekleşti.
Toplantıda sırasıyla Türk Hava Yolları yöneticisi Emre Menevşe ile yapılan toplantı sonucu THY’den gelen cevaplar değerlendirildi.
Uluslararası faaliyet gösteren otel rezervasyon platformlarının büyük risk barındırdığı, bunların mali krize girmeleri durumunda çalışan acentelere zarar vereceği, bu nedenle dikkatli olunması gerektiğinden bahsedildi.
IDATA Genel Müdürü Sayın Yasin Doruk bu ayki toplantının konuğuydu. Yasin Bey 6 adet mobil parmak izi makinesinin gümrükten çekildiğinin ve bunlardan üç tanesiyle VIP müşterilerin parmak izi alımını IDATA binasına gelmeden iş yerlerinde veya evlerinde yapılabileceğinin müjdesini verdi.
Ayrıca vize alımı ile ilgili ödemelerin havale yöntemi ile yapılması, acentelere ayrı deskler tahsis edilmesi ve faturanın sadece formun üstünde mührü olan acenteye çıkartılması konuları tartışıldı. Yasin bey tüm bu konulara olumlu bakabileceklerini ve yakında bazı yenilikler için pilot acente belirleyeceklerini bildirdi.
Toplantı sonrası Setur Kurap üyelerini boğaz manzaralı teras katında akşam yemeği ile ağırladı.
Hizmet Sektöründe Mükemmeliyetçilik Neden Önemli?
Günümüzde yalnızca iyi performans göstermenin yeterli olmayacağını bilen pek çok kurumsal şirket, daha sürdürülebilir bir ilerleme sağlamanın gerekliliğini kavramış durumda. Peki hem performansı iyileştirmek hem de sürdürülebilir olmak için hizmet sektöründe nasıl bir yol izlenmeli?
Mevcut pazarlarını korumak isteyen kurumsal şirketler sadece kendi sektörlerinde değil, ilgili tüm sektörlerde örnek gösterilen bir firma olmak ve daha ileriye gitmek için günümüzde rekabetçi stratejileri benimsemek durumunda. Bu stratejilerin en önemlisi de operasyonel mükemmellikten geçiyor. Şirketlerin ayakta kalabilmesi için mükemmellik artık hizmet sektörü için bir seçenek olmaktan çıkmış ve başarı için bir ön şart haline gelmiş durumda.
McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre günümüzün deneyim ekonomisinde müşteriler hizmet mükemmelliğini o ürün veya hizmetin kendilerini nasıl hissettirdiğine bakarak değerlendirmektedir. Bu; iş başarısının büyük bir yüzdesinin, müşterinin beklentilerini karşılamanın yanı sıra beklentilerinin de üzerine çıkarak kendilerini iyi hissettirecek bir deneyim sunmakla ilgilidir. Bu noktada müşterilerini tanımak, şirketlerin hizmet mükemmelliğine ulaşmasındaki en önemli adımların başında gelmektedir.
Hizmet sektöründe mükemmeliyetçi bir yaklaşım için;
- Hizmet mükemmelliğine ulaşmanın ilk adımı: Müşterinizi tanımak! Yapacağınız başarılı bir CRM çalışması ile müşterilerinizi daha yakından tanıyıp, geri bildirimlerini toplayın. Müşteri ilişkilerinizdeki sorunlu noktaları belirleyerek, bunları fırsatlara dönüştürmek için çözümler üretin.
- Müşterilerinizin sizi bulmasını kolaylaştırın! Mükemmel bir müşteri deneyimi: daha fazla müşteri, daha fazla satış ve daha fazla sadakat demek.
- Müşteri odaklılığı artık şirketlerin DNA’sında yer almalı. Müşterinize Özel Olduğunu Hissettirin. Şirketinizin kültürü, tüketicilerinizin ihtiyaçlarının her zaman ön planda tutulduğu bir kültür olmalı.
- Mükemmel bir müşteri deneyiminin anahtarı, müşterilerinizin beklentilerinin de üzerine çıkmakta. Müşterilerinizi ekstra özen ve destekle şaşırtarak Vay canına etkisi yaratabilirsiniz. Unutmayın ki tamamen memnun bir müşteri, biraz memnun bir müşteriden 6 kat, memnun olmayan müşteriden ise 14 kat daha fazla gelir sağlar.
- Hizmet mükemmelliği hedeflerinizi belirleyin. Bu hedefler; mevcut müşterilerinizle mükemmel bir ilişki kurmanıza, yeni müşterilerinizle de anlamlı ilişkiler geliştirmenize yardımcı olarak uzun vadeli stratejileriniz için zemin hazırlar. Hizmet mükemmelliği sunmak belirli beceriler gerektirir, bu sebeple işe alımlarınızda bu kriter de göz önünde bulundurulmalı.
- Neden kendi müşteri deneyimi yol haritanızı oluşturmayasınız? Bir dönüşüm döneminde yaşıyoruz. İyi tanımlanmış bir müşteri deneyimi stratejisi ve yol haritası olmadan, yanlış teknolojiye yatırım yapma ve yanlış deneyimler tasarlama riski almış olursunuz.
- Nasıl bir fark yaratacağınızı görselleştirin.
- Markanız ile duygusal bağ kurulmasını sağlamak için; çalışanlarınızı marka destekçilerinize dönüştürün.
- Her zaman görünür ve ilham verici olun. Çevrimiçi bir topluluk oluşturun ve sosyal medyada güçlü bir varlığa sahip olun
Türkiye Turizm Raporu: Avrupalı Turistler Rusların ve Ukraynalıların Boşluğunu Doldurabilecek mi?
Rus ve Ukraynalı turistler Türkiye’nin plajlarını, doğasını, mutfağını tutkuyla seven insanlardı. Son yıllarda bu iki ülkenin Türk turizmi için katkısı azımsanamayacak ölçüde oldu.
Ancak iki ülke arasındaki savaş nedeniyle bu yıl aynı katılımın olmayacağı tahmin edildiğinden Türkiye’nin turizm çarklarını çevirmeğe devam edebilmesi için yeni pazarlar bulmasının zamanı geldi.
Rusya geçen yıl 4 milyon 600 bin turist göndererek ülkenin turizm gelirinde en büyük payı olan ülkeydi. Ukrayna ise 2 milyon ziyaretçi ile 3. sırada yer aldı.
Bu yıl Türkiye’nin öngörülen turizm beklentisi 7 milyon Rus turist, 3 milyon Ukraynalı turist şeklindeydi. Ancak mevcut durumda bunun gerçekleşemeyeceği anlaşıldığından yeni pazarlar aranmaya başlandı.
Rus ve Ukraynalı turist kaybı yaşanılacağı yolundan hareketle oluşacak açığı kapatmak için Türkiye Avrupa ülkelerine yapılan promosyon faaliyetlerini hızlandırdı.
Gelen Avrupalı Turist Sayısı Artmakta
Avrupalı gezgin sayısı 2022’nin ilk iki ayında artış gösterdi. Gerçi gelen kişi sayısı pandemi öncesine göre düşük olmasına rağmen ileriki dönemler için ümit verici oldu.
Mesela İngilizler yoğun bir şekilde, ağızına kadar dolu uçaklarla gelip mart ayı sonundan itibaren ülkenin güney yöresini ziyaret etmeğe başladılar. Bu tempo böyle devam ederse 2019 yılında Türkiye’yi ziyaret eden rekor sayıdaki İngiliz turist sayısı rekorunun bu yıl kırılacağı öngörülüyor.
Bu olumlu gelişmelere karşın Rus ve Ukraynalılardan boşalacak açığın Avrupalılar tarafından doldurulacağını yüzde yüz söylemek güç. Kişi sayısı olarak olmasa bile yüksek harcamayla bütçe açığının büyük ölçüde kapanacağı umulmakta.
Unutulmaması gereken önemli bir nokta daha var. Türkiye’nin dış politikada göstermiş olduğu gelişmeler. Daha önce gerginlikler yaşanan ülkelerle yeni beyaz sayfalar açılmağa başladı. Bunun turizm üzerinde olumlu yönde etkisinin olacağı muhakkak.
Avrupa Seyahat Komisyonu (ETC) 2022'nin Avrupa Topluluğu Turizmi İçin Verimli Olacağı Kanısında
Avrupa Seyahat Komisyonu 2022 sonuna kadar Avrupa Topluluğu turizminin 2019 yılı rakamlarının %80'i seviyesine ulaşacağını tahmin ediyor.
Avrupa Seyahat Komisyonu düzenli olarak turizm pazarının gelişme ve trendlerini analiz eden bir kuruluştur. Son düzenlediği raporda ileriye dönük son derece iyimser tahminler yer almakta. Rapor öncelikle 2021 yılında yüksek seviyelerde gerçekleşen aşı programının, Covid-19 dijital aşı sertifikası uygulamasının ve seyahat etmeyi kolaylaştıran sınırlamaların hafifletilmesinin Avrupa Birliği Ülkelerinin turizm gelirlerinin artmasında önemli payı olduğu kanısında. Avrupa turizm hareketleri 2021 yılında 2019 yılına kıyasla %62 düşüş yaşamıştı. Ancak bazı ülkeler istisna teşkil etti. Hırvatistan'da düşüş %37; Fransa'da %39 ve Monaco'da %40 olarak yaşandı. Bu üç ülke diğer ülkelere göre düşüşten en az zarar gören ülkeler oldular.
2022 Yılı Büyük ölçüde Geçmişin Zararını Giderecek
Geçtiğimiz yılın sonlarında Omicron varyantı oyun bozanlık yaparak 2021 yılının sonbaharına kadar ümit veren bir şekilde seyir takip eden düzelmenin önünü kesti. Virüsün yayılması bir takım yeni seyahat engellerinin ister istemez yeniden yürürlüğe konulmasına neden oldu. Avrupa Seyahat Komisyonu 2022 yılının ilk çeyreği sonuna kadar uygulanmakta olan kısıtlamaların olumsuz etkilerinin süreceği kanısında. Ancak içinde bulunduğumuz yılın diğer kısmında hızlı bir iyileşmeyle beraber 2019 yılına göre kaybın %20'ler seviyesine kadar düşeceği öngörülüyor.
İyileşme öncelikle o ülkenin içi pazarı ile Avrupa Birliği ülkelerinin kendi aralarındaki turizm hareketlerinde görülecek. Ülke iç turizmindeki canlanma pandemi öncesi rakamları dahi geride bırakacak büyüklükte olacak. Avrupa ülkelerinin kendi aralarındaki büyüme ise 2019 yılı değerlerinin %35 altında kalacak. Global seyahat hacmi ise pandemi öncesi seviyeye ancak 2024 yılında ulaşabilecek. Aynı tahmin iş amaçlı seyahat hacmi için de yapılmakta.
Avrupa Seyahat Komisyonu Kuzey Amerika ile Avrupa arasındaki sınırların tekrar açılması sebebiyle uzun mesafeli pazarlarda geri dönüşün 2019 yılı ve öncesine göre hızlı olacağını düşünüyor. Ancak Çin ve Japonya'nın seyahat engellemelerine kısmen de olsa devam etmeleri Asya seyahat pazarının pandemi öncesine göre uzun mesafeli seyahat değerlerine daha geç ulaşmasına sebep olacak. Avrupa Seyahat Komisyonu 2022 yılında bu pazardaki seyahat sayısının 2019 yılına göre %48 daha düşük olacağını öngörmekte.
Avrupa Konseyi Mart Ayında Seyahat Engellerini Daha Fazla Hafifletiyor
Olumlu yönde bir gelişmeden bahsedilecekse, Avrupa Komisyonu'nun Avrupa dışındaki ülke vatandaşlarına daha önce sınır kapılarında uyguladığı engellemelerin hafifletmesi olduğu söylenebilir. Konsey 22 Şubat'ta yaptığı toplantıda diğer ülkelerden Avrupa Topluluğuna dahil ülkelere tatil amaçlı yapılacak seyahatlerde seyahat edebilme kriterlerinin rahatlatıcı biçimde güncellendiğini duyurdu.
Avrupa üyesi ülkeler yukarda belirtilen nedenden dolayı aşı olan diğer ülke vatandaşlarının turistik amaçlı olarak ülkelerine girmelerine izin vermek zorunda.
Bu gruba dahil olanlar Avrupa Birliği veya Dünya Sağlık Organizasyonu tarafından benimsenen aşıları düzenli olarak yaptırmış kişileri kapsayacaktır. Covid-19 hastalığını geçiren kitle de bu avantajdan faydalanacak. Aşı listesinde olan aşıların dışında aşı yaptırmış olanlar ise ülke girişlerinde PCR testine tabi tutulabilir hatta kısa süreli karantinaya alınabilirler.
Avrupa Konseyi programa uygun aşı olanların ve hatırlatıcı aşı yaptıranların işin gidişatını ciddi şekilde değiştireceğine inandığını ifade etti. Bundan başka üçüncü dünya ülkeleri tarafından çıkarılan sağlık sertifikalarının Avrupa Ülkelerinin sertifikalarına uyumlu olduğunun tanınması olumlu yönde ilerlemenin başka bir örneği sayılmakta.
Kurap Mart Ayında Divan İstanbul Asia’da Toplandı
Her ay düzenli olarak farklı mekanlarda toplanan KURAP mart ayında Divan İstanbul Asia'nın konuğu oldu.
Başta Divan Otelleri Satış Müdürü Deniz Dikkaya ile otel müdürü Avni Aykut olmak üzere tüm görevliler tarafından sıcak ve samimi bir ilgi ile ağırlanan Kurap üyeleri zengin menülü kahvaltı ikramının ardından otel bölümlerini dolaştı ve bilgilendirildi.
Fullstay Projesine katılarak büyük destek veren Divan Otelleri grubuna Kurap Başkanı Moris Kohen Kasar tarafından teşekkür edildi.
Kahvaltı sonrası yapılan aylık toplantıda Fullstay Projesi'nin gelmiş olduğu seviye ile ilgili bilgi verildi ve projenin çok daha hızlı bir şekilde yurt geneline yayılması için atılması gereken adımlar değerlendirildi.
Covid süresince büyük yara alan kurumsal seyahatlerin şimdi de Ukrayna’da ki savaş nedeni ile önümüzde ki dönemde nasıl etkileneceği tartışıldı.
Toplantı, kurumsal seyahatler için acenteler tarafından yeni döneme ilişkin geliştirilen ve farklılaştırılan hizmetlerin irdelenmesi ile sona erdi.