Türkiye'nin Turizm Raporu Artış Gösteriyor

Covid-19 pandemisi turizm endüstrisini dünya çapında yıkıma uğrattı. Özellikle bu sektöre bel bağlayan ülkeler bu felaketten en fazla zarara uğrayanlar oldu. Türkiye bu ülkelerden biri. Ülkemiz aylardır bu zorluklarla başa çıkmaya uğraşıyor. Ancak Türkiye için turizmde yavaş da olsa gelişme ufukta acaba görünüyor mu?

Gelişme Gösteren Turizm İstatistikleri

Türkiye 2021 yılında Avrupa’da ki rakip ülkeleri geride bırakarak en fazla tercih edilen ülkeler arasına girdi. Ancak unutulmamalı ki ülke hala pandemi öncesi seviyelere ulaşmış değil. Bu yılın ilk 10 ayında ülkemize giren turist sayısı 21 milyonu geçti. Halbuki 2019 yılı ocak ayı ile ekim ayı arasında Türkiye’ye gelen turist sayısı 41 milyona yakındı.
Her iki yılı kıyasladığımızda 2021 yılı rakamı 2019 yılını rakamından %48 daha düşük. Fakat 2020 yılına baktığımızda bu yılki artış geçen yıla göre ikiye katlandı.
En fazla rağbet gören turizm bölgesi Antalya. On ay içinde Antalya 8,6 milyon turisti ağırladı. İstanbul’a gelen turist sayısı ise Ocak-Eylül ayları arası 5,8 milyon kişi.
Gelen turistleri ülkelerine göre sınıflarsak Ruslar 4,3 milyon turist sayısı ile toplam sayının yüzde 21’ini oluşturuyor. Almanya 2,7 milyon turistle ikinci sırada. Üçüncü sırada ise 1,9 milyon turistle Ukrayna oldu.

Hala Gelecek Turist Var

Dikkat edilmesi gereken bir konu daha var. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yıl için Türkiye’ye gelecek turist sayısı ile ilgili olarak 25 milyon hedefini koymuştu. Görünen o ki bu hedef aşılacak. Bakan Mehmet Ersoy güncellenen tahminlere dayanarak kasım ve aralık ayları ile birlikte 2021 yılını Türkiye’nin 29 milyon turist sayısı ile kapatacağını beyan etti.
Ekim ayındaki rakamlar göz önüne alındığında bu tahminin hiç de uzak bir ihtimal olmadığı ortaya çıkıyor. Ekim ayında ülkemize 3,5 milyon turist geldi. Pandemi öncesi ekim ayına göre kişi sayısı sadece yüzde 19 daha düşük.
Geçtiğimiz ekim ayında en fazla turist gönderen ülke 900 bin kişi ile Rusya oldu. Ruslar’ın oranı tüm turist sayısının yüzde 26’sı olarak gerçekleşti. Bu takip eden ülkeler 500 bin kişi ile Alman’lar, 217 bin kişi ile Ukraynalılar, 171 bin kişi ile Bulgarlar, 155 bin kişi ile İranlılar oldu.


Omicron Varyantı Küresel Turizimi Tehdit Ediyor

İki yıldır felaketle boğuşan turizm sektörü tam nefes almaya yeni başladığı geçtiğimiz günlerde; bu defa da Omicron Varyantının hızla yayılması tehdidi ile başa çıkmaya çalışıyor

Japonya’da ki alışveriş mekanlarından, Alpler’de ki ski resortlarına; kutsal mekanlardan
sıcak kumlu plajlara kadar yeni kısıtlamalar tanıdık sorunlara sebep olmakta. Birçok ülke Güney Afrika’da ki sekiz ülkeden gelen yolculara sınırlarını kapattı. Kanada hava yoluyla gelen gezginlere test uyguluyor ve test sonucu alınıncaya kadar hava limanından çıkmasına izin vermiyor.

Omicron varyantının nereden kaynaklandığı araştırmaları sürerken Güney Afrika Cumhuriyeti virüsün ilk defa kendi ülkelerinde görüldüğünü doğruladı. Omicron varyantının daha hızlı bulaştığı, hastaları daha yoğun etkilediği veya aşıya cevap verip vermediği henüz tam olarak belli değil. Covid-19 yayılmasında gevşek davranan ülkeler aynı hatayı işlemek istemiyorlar. Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarısı bir yana seyahat yasağı birçok insanın yaşamı üstünde ağır bir yük oluşturacak.
Londra’da yerleşik EasyJet yeni kısıtlamaların şimdiden kış seyahatlerine sekte vurduğunu söyledi. Havayolunun CEO su Johan Lundgren zararın geçen defa ki kadar yıkıcı olmadığını kabul etti.

İskandinav bayraklı SAS havayolunun patronu mevcut durumda talebin yüksek olduğunu ancak yeni varyantın etkisinin ne olacağını bilmeye ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Cowen firmasından analist Helane Becker “Geçmişte her yeni tip virüs çıktığında rezervasyonlarda önce düşüş, dalganın geçmesiyle tekrar yükseliş olmuştu. Aynısının tekrar edeceğini düşünüyoruz” dedi.

A.B.D. yönetimi 6 Aralık’tan bu yana yeni kısıtlamalar uygulamaya başlayacağını duyurdu.
Havayolu ile gelen tüm yolcular seyahat tarihlerinden en fazla 24 saat önce yapılmış Covid-19 testlerini sınırda ibraz etmek durumundalar. Bu kural hangi ülkeden geldiği ve aşı durumunun ne olduğuna bakılmaksızın herkes için geçerli olacak. Son 90 gün içinde Covid-19 hastalığı geçirmiş yolcuların sunacağı belge de geçerli olacak. A.B.D. ayrıca sekiz ülkeden gelecek yolcuların ülkeye girmesini yasakladı. Bu ülkeler Botswana, Eswatini, Lesotho, Malawi, Mozambik, Namibya, Güney Afrika ve Zimbabwe.

Güney Afrika’ya 70 ülke tarafından giriş çıkışlarda yasak konulması yoğun geçmesi beklenen yaz sezonu beklentilerinin Omicron varyantı sebebiyle çökmesine neden oldu. Varyantın kaynağının kendi ülkeleri olduğu açıklandıktan sonra 48 saat içinde 1 milyar Rand tutarında yaz sezonu rezervasyonları iptal edildi.

İsrail’in sınırlarını kapatma kararı Noel ve Hanuka arifesine denk geldi. Ülke bu sene başından beri ilk olarak Kasım ayında kapılarını turistlere açmıştı. Kasım ayının ilk yarısında İsrail’e 30,000 turist geldi. Geçen yılın aynı dönemi için bu sayı 421,000 idi.

Japonya’da 2019 da ki ziyaretçi sayısı 32 milyondan, geçen yıl 4 milyon a düştü. Düşüş 2020 yılı kadar olmasa bile bu yıl da devam etti. Başbakan Fumio Kishida aralık ayı sonuna kadar havayolları şirketlerinin yurt dışından rezervasyon almamalarını istedi. Tokyo’nun Ginza bölgesindeki lüks alışveriş yerlerine yer yıl hücum eden Çinli turistler için bu tam bir hayal kırıklığı oldu. Bar ve restoranlar çalışma saatlerini kısaltmak zorunda kaldılar.

Avrupa’da ki ski resortları müşterilerinin aşılı olup olmadıklarını veya daha önce hastalığı geçirip geçirmediklerini nasıl anlayacaklarını düşünmeye başladılar. Alman Ticaret Birliği sözcüsü Matthias Stauch yeterli yetişmiş elemana sahip olmayan aile işletmelerinin bu testleri yapamayacaklarını ifade etti. Birlikler durumun daha vahim hale gelmesi durumunda büyük ve yıkıcı zararlar doğacağından endişeliler.

Seyahat endüstrisi yetkilileri ileriye dönük kararlar almadan önce hükümetlerinin Omicron varyantı hakkında kendilerine bilgi verilmesini istediler. Ancak bunun zor olduğunun bilincinde olduklarını ortaya koydular.

Southwest Havayolu patronu Robert Jordan “Virüsle ilgili her şeyi öğrenmek için beklenilirse zaten kapıda görünen virüsün yayılmasını önlemek imkânsız olacak” şeklinde konuştu.


Kurumsal Seyahatler Yeniden Şekilleniyor!

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınıyla birlikte birçok alışkanlığımız değişti. Her şey hızla değişip gelişirken, seyahat alışkanlıkları da farklı bir boyut kazanmaya başladı. Dünyadaki dijitalleşmeye paralel olarak seyahat sektörünün online kanallar üzerinden daha aktif hizmet vermeye başladığı bu dönemde, teknoloji ve kişiselleştirilmiş hizmetlerin kurumsal seyahat pazarına entegre edilmesinin önemi de bir kez daha doğrulandı.

Pandemi döneminde özellikle iş seyahatlerini sürdürmek zorunda olan kurumlar için seyahat acentelerinin sundukları; seyahat kısıtlamaları, ülkelerin sürekli değişen seyahat prosedürleri, vize süreçleri, güvenli konaklama gibi konulardaki danışmanlık hizmetleri daha da önemli hale geldi. Kurumların seyahat prosedürleri doğrultusunda doğru ve hızlı bilgi ile güvenilir rehberlik ihtiyacı arttı. Kurumlara özel uygulanacak seyahat risk yönetimi stratejileri ile iyi planlanan seyahatler oluşturulması şart oldu.

Gelişen teknolojiye bağlı olarak hizmet ihtiyaçlarının belirlenmesi noktasında kurumsal şirketler ve profesyonel seyahat danışmanları arasındaki geri bildirimlere bağlı olarak sunulacak çözümler; kurumsal şirketlerin seyahat ihtiyaçlarında maksimum değer ve deneyim sağlarken, seyahat araç ve hizmetlerine yönelik taleplerin karşılanması açısından da oldukça kritik bir öneme sahip olacak.

Peki dünyadaki dijitalleşmeye paralel olarak online kanallar üzerinden daha aktif hizmet verecek olan seyahat endüstrisi, yakın zamanda kurumsal seyahatin geleceğini nasıl şekillendirecek?

Online Seyahat Yönetim Platformları

Kurumsal seyahatlerde en çok ihtiyaç duyulan şeylerin başında çalışanların hayatlarını kolaylaştırarak, vakit kazandıran sistemler geliyor. Kurumların iş seyahatlerini e-posta ya da telefon trafiği olmaksızın; bilgisayarlarından ya da telefonlarından kendi başlarına hızlıca planlamalarını sağlayan, önceden belirlenerek platforma girişleri yapılmış olan seyahat politikaları ile şirket içi onay süreçlerini hızlıca çözebilecekleri, anlık online raporlar oluşturarak süreçlerin seyahat politikalarına uygunluğunu kolaylıkla kontrol edebilecekleri, kural oluşturma mekanizmaları ve online takip sayesinde masraf yönetimi yapabilecekleri, bu sayede kurumunun seyahat harcamalarını optimize ederek tasarruf yapmalarını sağlayabilecek Online İş Seyahati Platformları en önemli ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor.

Çevrimiçi Müşteri Deneyimi

Çevrimiçi Müşteri Deneyimi; özellikle pandemi sonrasındaki dönemde gerek gezginler gerekse de kurumsal şirketlerin gerçekleştirmeyi planladığı seyahatlerindeki karar verme sürecinde oldukça önemli bir role sahip. Bilgi toplamanın öncelikli olarak çevrimiçi kanallar aracılığıyla yapılması ile birlikte seyahat severler; sağlık ve seyahat sigortası kuralları başta olmak üzere seyahat edecekleri destinasyonlara yönelik tüm gereksinimlere çevrimiçi platformlar üzerinden güvenli bir şekilde erişmek istiyorlar.

Teknoloji, Kurumsal Seyahatte Devrim Yaratmaya Devam Ediyor

Toplum 5.0 felsefesine uyum gösteren sektörlerin başında gelen seyahat endüstrisi, hayata geçirmeye başladığı dijital trendler ile seyahatseverlere Matrix’i aratmayacak hizmet deneyimleri yaşatmak için çalışıyor! Yapay Zeka (AI), sanal ve artırılmış gerçeklik, giyilebilir teknoloji, biyometrik teknoloji, dijital seyahat arkadaşları ve içeriğin kişiselleştirilmesi gibi dijital trendler, seyahat ve konaklama sektörüne damgasını vuracak.

İş Seyahatlerinin Geleceği: Blockchain

Uçuşların nasıl rezerve edildiğine bağlı olarak isimler, doğum günleri, kredi kartları, otel ve kiralık araç bilgileri… Tüm bu verileri güvence altına alan, veri depolamayı ve erişimi kolaylaştıran blockchain teknolojisi, şirket çalışanlarına daha güvenli bir yolculuk ortamı sunacak. Blockchain teknolojisi; kullanıcı hatalarını minimize edip, siber güvenlik saldırılarından korunmaya da yardımcı olacak.


Kurap Aralık Ayı Toplantısı

KURAP geleneksel aralık ayı toplantısını Sortie eğlence merkezinin içindeki Kalamata Restoran’da gerçekleştirdi.

Turizm sektörünün son günlerdeki durumunun tartışıldığı toplantı sonrası hep birlikte Kalamata Restoran’da Kosata ve Tuba’nın müziğini dinleyerek yemek yenildi.

KURAP başkanı Moris Kohen Kasar yeni yılın ülkemize ve turizm endüstrisine uğurlu ve kazançlı olmasını dileyerek yeni yıl pastasını kesti.


A dan Z ye Başarılı Bir Hibrit Etkinlik Düzenlemek

Covid-19 pandemisi MICE sektörüne ciddi bir etkide bulundu. İşin özü olan canlı etkinlikler uzun zamandır yapılamıyordu. Ancak sektör harekete geçti ve bir iki hafta içinde görsel formatlar ve platformlar yaratılarak gerek dijital gerekse canlı sunum imkanları vücut buldu. Böylece hibrit etkinlikler tekrar canlandı.

Pandemiden bu yana bir buçuk yıl geçti. Etkinlik yapanlar arasında şu soru sorulmaya başlandı: MICE sektörü ileride ne kadar dijital olacak? Çevirim içi ve yüz yüze katılımın birleşmesinden doğan hibrit etkinlikler geleceğin yeni şekli mi olmaya gidiyor?

IMEX grubu bu bağlamda sorunun en dibine inerek Adım adım başarılı bir hibrit etkinliğe doğru başlıklı kapsamlı bir çalışma yaptı.

Hedeflerinizi Belirleyin

Her etkinliğin bir amacı vardır. Etkinlik planı yaparken hedefi ortaya koymak hayati değerdedir. Öncelikle yapacağınız etkinlikten ne elde etmek istediğinizin adını koyun.
Bu katılanlarla etkileşim halinde olabilmeniz için ne çeşit dijital araçlar kullanmanızı belirleyecektir.

Bundan başka katılanlarınızın yaşadıkları yerleri öğrenin. Böylelikle katılanların ne kadarıyla yüz yüze, ne kadarıyla çevirim içi etkinlik yapacağınızı tespit edebilirsiniz.

Son olarak katılımcıların dijital ortama yatkınlıklarını kontrol etmelisiniz. Hibrit etkinlik yapmadan önce hedef kitlenin hangi araçlara hakim olduğunu bilmek kullanacağınız araçları doğru seçme konusunda size yardımcı olacaktır.

Teknolojinin Önemi

Etkinliğe çevirim içi olarak katılacaklar için doğru platformu seçmek, onlara sanki diğer katılımcılarla birlikte oluyorlarmış duygusunu verecektir. Etkinlik platformunun doğru seçimi çevirim içi katılanlarla, fiziki olarak katılanları birbirine bağlar ve etkileşimin etkisini belirler. Bu sebeple ciddi bir şekilde dikkate alınmalıdır.

Etkinliğinizde kullanacağınız araç kitinizin belirlediğiniz hedefinize ulaşmanızda size katkı sağlayacağını unutmamalısınız. Araç kitinizi istediğiniz sonucu almanız için çeşitlendirmeniz gerekebilir.

Bunlara ek olarak görüntü, ses ve ışık kalitesinin kontrollerini yapmak etkinliğin kalitesi açısından büyük önem arz etmektedir.

Ortaklarınız ve Çalışanlar

Dijital konularda tecrübesi olan bir proje yöneticisi etkinlik için gereklidir. Web sitelerine ve onların içeriğine hakim bir prodüktörün varlığı olmazsa olmazlardandır. Bu görevi yerine getirecek kişi, ilgili konuların, formatların geliştirilmesini sağlar ve etkinliğin tüm içeriğinden sorumlu olur.

Pazarlama da aynı şekilde başarılı bir etkinliğin parçasıdır. Etkinlik öncesi iyi planlanmalı ve katılımcılardan geri bildirim sağlanmalıdır.

Son olarak hiçbir etkinliğin moderatör olmadan işlemeyeceğini unutmamak gerekir. Moderatör sadece klasik etkinlik moderatörü olarak kalmamalı ayrıca katılanlara da ilham vermesi gerekmektedir.

Sürükleyici İçerik Sağlama

Hibrit etkinlik programının katılanların ilgisini çekecek, içinde sürprizler barındıracak şekilde hazırlanması gerekir. Çevirim içi katılımcılarda konsantrasyon süresi fiziksel olarak katılanlara kıyasla daha kısadır. Bu nedenle her bir programın içeriği tercihen kısa olmalıdır. Program içeriklerini parçalara bölüp vermek en doğrusudur. İdeal olarak program içeriği 30 dakikayı geçmemelidir.

Program içeriğini bir hikayeye bağlamak da yararlanacak yollardan biridir. Hikaye etkinlik süresince katılımcıları sürükler ve program boyunca gerilim sağlar.


KURAP Kasım Ayı Toplantısı Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi'nde Yapıldı

KURAP (Kurumsal Acenteler Platformu) her ay yaptığı olağan toplantılarından kasım ayına ait olanını Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nde gerçekleştirdi.

Henry Ford’un otomobil fabrikasında seri üretim tekniğini geliştirdiği 1903 yılından bu yana, otomobilin tarih sayfalarındaki hikayesi Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nde otomobil tutkunlarına geniş bir yelpazeyle sunulmakta. Müzede sadece bir zamanlar çok değer verilmiş ve sevilmiş antika parçalar sergilenmekle kalmıyor, özgürlüğün, bireyselliğin ve sınırsız yaratıcılığın yaşandığı bir kuşak, torunlarıyla buluşuyor.

Türkiye’nin sayılı klasik otomobil müzelerinden biri olan Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nde her biri bir hikayeye sahip olan otomobillerin yanı sıra o dönemi yansıtan aksesuar ve otomobil parçaları da yer alıyor. En eski yapım 1926 model Ford Touring otomobilden en yenisi 1975 model Hercules K 125 askeri motosiklete kadar 60 adet antika araç iki bin metrekarelik bir alanda ziyaretçiler tarafından hayranlıkla izlenmekte.

Zamana karşı direnen bu müze, yaşayan otomobillerin dönemin eğlenceli müzikleri eşliğinde gezilebilen bir kültür durağı. Müze tasarlanırken klasik otomobiller ve ait oldukları dönemlerin yaşam biçiminden yola çıkılarak, klasik ve moderni buluşturan bir çizgi yakalanmış.

Amerikan klasiklerini sergilemek için kullanılan A Blok’un ortasında 50’li ve 60’lı yılların Amerika’sında diner denilen fast-food restoranların kopyasının birebir olarak dizayn edilmiş olduğu bir bar bölümü bulunuyor. Aynı bölümün arkasındaki maket otomobil koleksiyonu da müzenin gözde bölümlerinden biri.

Avrupa otomobillerin sergilendiği B Blok’un üst katında Avrupa zevkini yansıtan, daha sıcak malzemelerden oluşmuş İngiliz Bar’da ise müze amacına uygun bir kütüphane, piyano, koleksiyon değeri olan eşyalar ve minik bir klasik otomobil yarış pisti yer alıyor.


İş Seyahatlerinde Yeni 5 Trend

İki yıldır süren çevrim içi iş toplantılarından sonra iş seyahatleri toparlanmaya başladı. Birçok ülke giriş koşullarını yumuşatarak yüz yüze toplantıların önünü açtı. Ancak iş seyahatleri sektörü pandemi sebebiyle değişiklik gösterdi. Seyahat uzmanlarının görüşüne göre iş seyahatlerinde 5 tane belli başlı trend oluştu.

TREND 1 Güvenliğin Öne Çıkması: Yüksek Sınıf Rezervasyonu

Seyahatlerde güvenlik gereksinimi eskisine göre arttı. Seyahat eden iki kişi arasında olması gereken en az mesafe bunun örneklerinden bir tanesi. Birçok şirket çalışanlarının daha üst segmentlerde seyahat etmelerine izin vermeğe başladı. Uçak seyahatlerinde business sınıfta, tren seyahatlerinde birinci sınıfta seyahat edilmesi gibi.

Aktarmasız seyahat tercih edilen diğer bir güvenlik önlemi. Uçak değiştirmenin hastalığın daha fazla yayılma göstermeğe yol açacağını idrak eden iş sahipleri çalışanlarına aktarmasız seyahati önermeye başladı.

TREND 2 İş Seyahatinde Daha Çok Tren ve Özel Araç Tercihi

Özel seyahate olan eğilim seyahat araçlarının tercihinde de yeni bir trend doğurdu. Almanya’da Linkedin üzerinden yapılan bir ankette katılanların yüzde 45’i Almanya içindeki seyahatlerini kendi özel araçları ile yapmak istediklerini söylediler. Böyle yapmakla hastalığa yakalanma riskinin en düşük olduğuna inandıklarını eklediler. Katılımcıların yüzde 38’i yurt içindeki seyahatlerinde treni tercih ettiler. Yüzde 13 iç hat uçuşlar için oy kullanırlarken sadece yüzde 4 katılan araç kiralamayı tercih ettiklerini belirttiler.

TREND 3 İş Seyahati ile Özel Seyahati Birleştirmek

Aslında bu trend pandemiden önce de başlamıştı. Güzel yerlere iş seyahatine giden iş insanları sadece toplantı odalarına tıkılıp kalmaktansa bulundukları çevreyi ziyaret etme fırsatından yararlanmak istediler. İş seyahatlerini uzatıp şirket işlerini uzaktan idare etme isteği yükselen trendlerden bir diğeri. Müşterilerle veya iş ortakları ile olan randevularına gitmek için seyahat eden kişi gittiği yerdeki kalış süresini uzatarak hem görmek istediği yerleri geziyor hem de uzaktan işlerini yönetiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun her iki işi birlikte götürmek isteyenlere bulunduğu yerin yetkilileri tüm imkanları sunuyorlar.

TREND 4 Sürdürülebilirlik Tercih Nedeni

Çevreciliğin gündemden düşmediği günümüzde iş seyahatlerinde de ekolojik değerler önem kazandı. Birçok büyük kurum şirketlerinin yıllık karbondioksit salınımını sınırlayan önlemler aldılar bile. Bunu dikkate alarak yıl boyunca yapılacak iş seyahatlerinin bütçesi gözden geçirildi. Tren seyahatlerinin eskisine kıyaslanamayacak şekilde artışı, iş randevularının birleştirilmesi bu sebeple oluştu. Son yapılan çalışmada sorulan sorulara cevap verenlerin yüzde 77’si iş seyahatlerinin sürdürülebilirlik kriterine göre planlandığını söylediler.

TREND 5 Rahat Giyim Tarzı Seçimi

Seyahat eden iş insanının görünüşü de değişiyor. Yeni trend iş seyahatlerinde daha rahat kıyafetler giyme yönünde. Ofis içinde çalışanların giyim tarzına paralel olacak biçimde müşteri toplantılarındaki resmi kıyafet şekli önemini yitirmeğe başladı. Çok tutucu ortamlarda bile kravat artık zorunlu değil. Elbisenin altına şık bir spor ayakkabı giyilebilir hale geldi. Hatta blucin giymiş, sakallı iş adamlarına eskiden olduğu gibi hayret edilerek bakılmıyor.


THY Yurtiçi Satış Başkanı Emre Menevşe ile Toplantı

Kurumsal Acenteler Platformu (KURAP) 15 Kasım Pazartesi günü THY Yurtiçi Satış Başkanı Sn. Emre Menevşe ile bir toplantı gerçekleştirmiştir. THY Acenteler Müdürü Sayın Okan Öksüz, Moris Kohen Kasar, Handan Berkay, Hande Arslanalp, Ahmet Kozikoğlu ve Tarık Sökmenoğlu’nun katılım gösterdiği 3 saat süren yoğun gündem maddelerini içeren toplantıda; pandemi ve ardından yaşanan süreçteki seyahat acentelerinin sorunları, talepleri çözüm önerileri irdelenmiş, karşılıklı fikir alışverişinde bulunulmuştur. Ayırdığı zaman ve gösterdiği misafirperverlik için Sn. Emre Menevşe ve Okan Öksüz’e teşekkür ediyoruz.


Demina Projesi: Destinasyon Yönetiminde Yeni Bir Adım

Covid-19 pandemisi tüm Dünya’da insan hayatını kısıtlamaya devam ederken global turizm çok zor dönemlerden geçiyor. Krizin ortasında olsak bile her şeye rağmen hedeflenen profesyonel yeteneklerin geliştirilmesi, turistik destinasyonların yönetimi için hala fırsatlar mevcut. Yeni bir proje olan DEMINA – Yaratıcılık ve Destinasyon Yönetimi Eğitiminin Devam Ettirilmesi- bu tutkulara sahip.

DEMINA ne için var?

DEMINA projesi Erasmus ve Avrupa Birliği Programı tarafından finanse edildi. DEMINA projesinin altında yatan ana fikir destinasyon yönetimi ve turizmin stratejik gelişmesi için gerekli olan eğitim malzemeleri ve metodoloji arasındaki açığı kapatmak hedefidir.

Proje altı ülkeden yedi uluslararası enstitünün ortaklığı ile kurulmuştur. Bu ülkeler Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Letonya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Polonya’dır. Prag’da kurulu İkram Yönetimi Enstitüsü projenin koordinatörü konumundadır. Diğer ortak enstitüler ise üniversiteler, eğitim organizasyonları ve resmi kimliği olan enstitülerdir.

İddialı Girişim İçin İddialı Hedefler

İddialı olan bu projenin işlerliğini sağlamak için altı enstitü, altı hedef belirlediler. Temel hedef destinasyon organizasyonlarının kalitesini yükseltmek ve onların bilgi ve yeteneklerini yukarı çekmek için kullanacakları sonuç alıcı teknikler konusunda eğitim hizmeti vermektir.

Bununla birlikte proje aynı zamanda Destinasyon Çalışanı, Destinasyon Yöneticisi ve Destinasyon Denetçisi için Avrupa düzeyinde yeni profesyonel kalite kriterlerinin tarifini yapmayı amaçlamaktadır. Böylelikle global ölçüde diğer bölgelerin de sürdürülebilir turizmin gelişmesine katkıda bulunulmasının mümkün olacağı düşünülmektedir.

İki Ana Ürün Taslağı

İlk ana ürün Destinasyon Yönetimi ve Denetimi için Avrupa tarzı Model ve Metodoloji başlıklı yayın olarak karşımıza çıkmaktadır. İkinci ürün ise destinasyon yönetiminde turizmin gelişmesinden sorumlu olacak ve bu alanda görev alacak yönetim personeli ve kamu idaresinin bu işle ilgili kadrosu için yetiştirme programı olmuştur.

Destinasyon yönetiminde yer alacak takımının yapacağı ana işlerden biri potansiyel destinasyonların değerlerini belirlemek olacaktır. Gidilecek yerlere yapılacak yatırımların miktarı ve süresi, yararlılık derecelerini ölçmek için kullanılacak stratejik planlama, projenin selameti açısından önem arz edecektir. Bu nedenle ölçümde kullanılacak teknikler OECD’nin sürdürülebilirlik göstergesine uygun Turizmde Avrupa Ölçüm Sistemi yönetmenliğine göre yapılacaktır.

Şimdiye Kadar İki Toplantı Yapıldı

DEMINA projesinin tam anlamıyla işlerlik kazanmasının zor süreçlerden geçeceği aşikardır. Ancak şimdiye kadar kat edilen yola bakarak her şeyin planlandığı gibi gittiği söylenebilir.

Başlangıçtan bu yana üye ülkelerin katıldıkları iki toplantı yapıldı. Aralık 2020 de yapılan toplantı çevirim içi olmasına rağmen ikinci toplantıda katılımcılar yüz yüze birlikte olma imkânı buldular.

Altı üye ülkeden 14 katılımcının katıldığı ikinci toplantı bu yıl 10-11 Ekim’de Kuşadası’nda yapıldı. Toplantı boyunca projenin ileriki safhalarının neler olacağını tartışan katılımcılar ayrıca yerel turizm yerlerini ziyaret ederek gözlemleme fırsatı buldular.


Küresel Turizm Yavaş Yavaş Toparlanıyor

Küresel Turizm Yavaş Yavaş Toparlanıyor

Seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesi ve neredeyse tüm dünyada aşılama hareketinin aşama kazanması nedeniyle geçtiğimiz Haziran ve Temmuz aylarında küresel turizmde yukarı doğru gidişin bariz belirtileri görülmekte.

UNWTO’nın (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü) son çıkan bültenine göre bu yıl Temmuz ayında yaklaşık 54 milyon kişi uluslararası seyahatte bulundu. Bu rakam 2019’da aynı ayın rakamından %67 düşük olmakla beraber, Nisan 2020’den bu yana en iyi performansı göstermektedir.

Birçok Gidilecek Yer için Ilımlı Artış

Haziran ve Temmuz 2021 için birçok ülke uluslararası yolcu gelişlerinde makul bir artış olduğunu rapor etti. Ancak yine de 2019 yılı Haziran ve Temmuz aylarına kıyasla yolcu geliş sayılarında  %80 azalma oranını dikkate alırsak, 2021 yılının son çeyreğinin zorlu geçeceği gözükmektedir.

Asya ve Pasifik ülkelerinin durumu diğer ülkelere göre en kötü sonucu verdi. Bu yılın Ocak-Temmuz rakamı, 2019 yılının aynı zaman dilimi için bu ülkelerde %95 oranında düştü. Bu düşüşü %82 ile Orta Doğu ülkeleri ve %77 ile Avrupa ve Afrika ülkeleri takip etti. En az düşüş oranı %68 ile Karayipler’le birlikte Amerika kıtası ülkelerinde gerçekleşti.

Karayipler’de, Afrika’da, Asya’da ve Pasifikte’ki bazı küçük adalar ile Avrupa’nın küçük yüz ölçümlü bölgeleri pandemi öncesi yabancı turist sayılarını neredeyse yakaladılar.

Turizme Güven Artışı Yavaş Gelişiyor

Artışı Avrupa ve Amerika kıtasında birçok gidilecek yerin turizme kapılarını açması destekledi. Aşı olan yolcuların girişlerine izin verilmesi ve aşılama programının hız kazanması tüketicinin güvenini yükselterek Avrupa ve dünyanın diğer yerlerinde güvenli seyahate olumlu bakılmasını sağladı. Bunun tersi olarak Asya’da ki birçok ülke zorunlu durumlar dışında turizme kapalı kaldı.

UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü) Genel Sekreteri’ne göre uluslararası turizme bariz şekilde büyük bir talep var. Birçok ülke güvenli ve sorumlu şekilde davranarak ziyaretçilerini tekrar misafir etmeye başladılar. Ancak istikrarı olmayan giriş kuralları ve aşılama oranlarındaki tutarsızlık turizme olan güveni sarsmaya devam ediyor.

Turizm Gelirleri

Ülkelerin 2021 yılının ilk 7 ayında düşük turizm geliri bildirmeleri devam etse bile bazı ülkelerde istisnalar görüldü. Örneğin Meksika’nın 2021 yılı Ocak-Temmuz turizm geliri 2019 yılının aynı dönemine göre %2 oranında artış gösterdi. Keza Fransa ve ABD’de turizm harcamaları 2019 yılı rakamlarının altında kalmış olsa bile hatırı sayılı biçimde arttı.

İleriye Baktığımızda

Yapılan bir araştırmaya göre 2021 yılı son çeyreği ile ilgili tahminler ankete katılanların %53’üne göre beklenenden daha kötü olacak. Araştırmada ankete katılanların sadece %31’i yılın bu bölümünün Ocak-Temmuz döneminden daha iyi geçeceğini söylediler. Ankette çıkan bir başka sonuç ise bastırılmış seyahat etme arzuları nedeniyle 2022 yılının 2. ve 3. yılında önemli derecede artış beklenmesi.

Uzmanların neredeyse yarısı turizmin ancak 2024 yılında 2019 seviyesini yakalayabileceğini ön gördü.